büyük kuzunun otoparkı. daha doğrusu iş makinesi parkı:)) bu yaş erkek çocuklarda nedense bi kamyondur kepçedir merakı oluyo çok enteresan. dışardan yüksek bi araba sesi duysa hemen " kamyon mu geçti, bakalım mı ?" diye cama koşuyo
bazı oyuncakların yüzüne bile bakmazken bu kamyonları çok sevdi. diasa dan aldım . gerçekten çok güzel ve kaliteli yapılmışlar. tüm ayrıntılar var üzerlerinde.
bu arada büyük kuzu 4 gündür istanbulda anneannesinde. annem bize geldiğinde onunla gidicem diye tutturdu.biz de bi yandan gitsin de kafamızı dinleyelim diyoruz bir yandan da gece ağlarsa falan diye endişeleniyoruz. son ana kadar sordum gidicekmisin diye evet dedi ve gitti:) bizden bahsetmiyomuş da kardeşini özlemiş, öyle diyomuş kuzucum:)) yarın gelicekler bakalım...
bu da panomun bitmiş hali, ama çerçevelenmek için daha çok beklicek sanırım:)) çünkü o görev eşime ait ve o da çoookk tezcanlıdır, verilen işi hemececik yapıverir:))
bu da şablonu ama nerden bulmuştum hatırlamıyorum malesef. günün birinde kaydetmişim yaparım diye ama aldığım yeri yazmak aklıma gelmemiş o zamanlar...
malum geçen cuma bimde kırtasiye haftasıydı. ben gidememiştim o günlerde ve eşime sormuştum "uğradın mı var mı güzel bir şeyler" diye. o da "yok pek bişey" deyip geçiştirivermişti:)) ee benim dün yolum düşmesin mi bime, amann bi baktım defterlere bayıldm hepsine. taşıyabileceğim kadarını aldım ama aklım hala orda:)) napıcaksam bu kadarını. dönerken de ceza olarak defterleri eşimin bürosuna bıraktım eve sen getiriver diye. bi de dedim" niye söylemedin bu kadar güzel defterler olduğunu". "söylermiyim hepsini alırdın diyo" akıllım. sanki o söylemeyince alamadım
örmeye başladığım kalpli battaniye ve okuduğum kitap. battaniye biter de kitap biter mi bilemem:)) çok kalın ve ince yazılı. ama güzel okunuyo. çok akıcı bir dilde yazılmış.
bu şirin şey de bimden aldığım kalemtraş. kuyruğuna basılınca ağzını açıyo:)) eşimin bürosuna uğradığımda onun kalemlerini açtım, utanmadan" bana bıraksana onu" diyo. bırakıtmıyım tek kalmıştı bu ve ben kaptım:))
geçenlerde tuba paylaşmıştı buzdolaplarınızın üzerinde neler var diye. işte bizimki de böyle bişey:)) ama ne yalan söyliyim çok sıkıldım bunlardan. taşınırken güzel bi eleme yapıcam .görüldüğü üzere en sevdiğim şeyler var orda. vosvos, papatya ve mor objeler...bir adet not defteri evde bitenleri yazmak için, küçük rende, sarmısak rendelemek için bi de büyük kuzunun kahvaltısına ceviz rendeliyodum onla:)) süper bi alet.. gittiğim yerlerden aldığım magnetler, arkadaşlarımın gittikleri yerlerden getirdikleri, düğün, sünnet, bebek mevlüdü şekerleri..vs vs..
buzdolaımıızn bu kısmı ali denize ait:)))
ufak kuzu 2 gün önce diş çıkardı. huysuzluğu hala devam ediyo...
ben de dişlerimle boğuşuyorum resmen. bozulan bir kanal tedavim, çıkmaya çalışan bir 20 lik dişim, düşen 3 dolgum var. haftaya dişçideyim sürekli.off acısı umrumda değil de ağzımı açık tutmak çok yoruyo beni
evet bu da takı yığınım:)) büyük kolyelerimi aynanın kenarına asıyorum , çekmecede de daha ufak şeyler var:)) ve küpeliğim, sallantılı olanlar onda asılı, diğerleri gene çekmecede. ufaklık doğduğundan beri doğru düzgün takı bile takamıyorum. bir kaç denemem kolyemin kopmasıyla sonuçlandı:))
taşınınca bu takılara da güzel bi dolap yaptırmak şart oldu. altta kalanları unutuyorum valla...gözden ırak olan gönülden de ırak oluyo:)