28 Eylül 2012 Cuma

evimizden manzaralar...2

 
 evin muhtelif yerlerinde bu tür konvoylara rastlamak çok doğal bizim evde...
 
 
 bu aletin adı ne sizce?? nee merdane mi dediniz?? hayır onun adı ADEM:)) Ali Deniz öyle diyor. kendince merdaneyi adem diye yorumlamış kendisi:)
 
 
 bitti bitecek ve hediye gidecek...
 
 
 vosvos hayranıyım ben. hala da hayalimdir bir vosvosumun olması şöyle bonibon rengi gibi bi renkte:)) kim bilir bir gün belki...
bunun yanına 2 tane daha gelecek , bakalım nasıl olacak...
 
 
 ufaklığı gördünüz mü? :))
 
 
 kuzunun ayakları. şu çorapları Ali Denize almıştım bebekken. o kadar yakışıyo ki bebeklere patik çorap:)) yerim ben onun ayaklarını...
 
 
 malum bu aralar kitap kuleleri pek moda. bu da bizimkinin kulesi. "anne kayakaya yapıyım mı?" diyor. yani "anne karalıyım mı?"...
 
 
 ben mutfakta iş yaparken dakikada bir kontrol ediyorum içeriyi. bu gün böyle bir manzarayla karşılaştım:)) kayu seyrediyolar:))
 

 bu sütlü cici bebe kimin acaba? Ali Denizin mi yoksa Kuzey Denizin mi? yoksa annelerinin mi?? evet evet bu benim mamam. tabi Kuzeye aldık kahvaltılarına katalım diye ama kabızlık yapınca koca paket bana kaldı. bazen Ali Denize veriyorum bir kaç tane ama genelde onlar uyurken ben yiyorum:))
 
 
kitaba devam ama son bir kaç gündür hızlandım:))
 
 
bu da günün komiği olsun:)))

25 Eylül 2012 Salı

bu yazıyı mümkün olduğu kadar çok erkeğe ulaştıralım lütfen:))))

insanlık tarihinin en büyük icatları olarak yazı, tekerlek, elektrik  vs sayılsa da çok yanılıyorlar. çağın en büyük icadı çamaşır mandalıdır aslında. tabi kullanmasını bilene.


mandal kullanma talimatı

1- çamaşırları makineden sepete alırız

2- sepeti çamaşır iplerinin olduğu mekana taşırız.

3- sepetten sırayla çamaşırları alırız

4- kırışıkları açılsın diye hafiften silkeleriz

5- mandalın tepesine baş ve işaret parmağımız yardımıyla bastırırız( neresinin tepesi olduğunu basınca açılmasından anlayabiliriz)

6 çamaşırın ucun mandal yardımıyla ipe sıkıştırırz

7- bu işleme bütün çamaşırlar bitene kadar devam ederiz


mandalın faydaları

1- fazladan kırışıklıkları önler.

2- yerden tasarruf sağlar

3- asılan çamaşırların daha güzel görünmesini sağlar

4. çamaşırların kurumasını hızlandırır.

5- çamaşırları toplarken ipe dolanmalarını engeller ve zamandan tasarruf sağlar

6- eşinizin surat asmasını ve bağırmasını engeller.


neden mi böyle bir yazıya gerek duydum? : dün akşam eşimden çamaşırları asmasını istedim. yaklaşık 5-6 kere tekrar ettikten sonra çamaşırlar asıldı ve ben sabah nasıl asıldıklarını gördüm:))kimisi yakasından, kimisi paçasından gelişigüzel iplere atılmıştı.
üşenmedim bu yazıyı hazırladım ve ona mail attım.

gelen cevap: "ee iyi de bunun benle ne ilgisi var":))

mekanın cennet olsun büyük usta

uzun süredir tedavi gören usta Neşet ERTAŞ hayatını kaybetti.....
son dakika haberini görünce elimde olmadan gözyaşlarım akmaya başladı...sanki böyle güzel kalpli insanlar ölünce yerlerine yenileri gelmicek ve dünya daha da kötü bir yer olacak gibi geliyor bana....
ben ağladıkça Ali Deniz anne noldu neden üzüşdün dedi, ne cevap vereceğimi bile bilemedim ve sildim gözyaşlarımı... nasıl anlatılır ki bir çocuğa ölüm, ölümün üzüntüsü bi de hiç tanımadığın bir insanın ölümünün üzüntüsü....
mekanın cennet olsun büyük usta....

22 Eylül 2012 Cumartesi

iki güzel film...


 ilk fiimimiz morning glory. çok eğlenceli ve sürükleyici bir film. esas kızımız bir sabah programının yapımcısı olur ve inatçı iki eski sunucuyu bir araya getirerek hem işini kurtarmaya hem de reytingleri yükseltmeye çalışır:))
işin komiği kadın sunucunun tarzı her telden ,erkek sunucunun  tarzı ise cddi haber programlarıdır. bi de reytingleri yükseltmek için bayağılaştıklarını bildikleri halde yaptıkları şaklabanlıklar var ki, işte Türkiye deki gündüz programları diyorsunuz:))


ikinci flmimiz de gene eğlenceli bir film. fransız filmi. sanırım filmin adı orjinal ismine uygun çevrilmiş ama bence filmin adı bu olmamaılydı.ne olmalıydı bilmiyorum ama bu olmamalıydı:))
burda da arap-fransız melezi bir kızcağız var. kız inanılmaz bir hayat yaşıyor. o kadar saf ve temiz kalpli ki, insan hayran mı olsa acısa mı bilemiyor:))

fazla ayrıntı vermiyim ama her iki film de izlenmeli bence...
sevgiyle kalın....

21 Eylül 2012 Cuma

ordan burdan ama aslında hep benden:))


 evde bayağıdır çocuklar oynasın diye sakladığım marshall boya katoloğundan sonunda bu  çıktı:)) bu küçük kareler aslında duvar boyamak için kullanılan kağıtları tanıtıyor ama ben böyle kullandım:))
 bunu yapalı bayağı oldu. konserveleri yaparken yapmıştım eski kapaklardan ama asıl sunumu böyle olmıcak diye paylaşmamıştım:)) ama biz hala taşınamadığımız ve benim hayatım hala düzene giremediği için paylaşıyım dedim. şöyle hayal edin : bir duvarda bunlardan onlarca var...
 talking Tomumuz:)) Ali Deniz bayılıyo bu kediye, telefonlarımızda sürekli konuşup konuşup gülüyor, babası da internetten bunu sipariş vermiş..
ama şöyle bir durum oldu, kediyi kargo getirdiği için Ali Deniz kediyi kendisine kargocu amcanın aldı sanıyor:))
 eskilerden bit foto,Kuzeye hamile olduğumu öğrendiğim gün vapurda çekmiştik eşimle... çok uzun süre telefon arka planı olarak kullandım, her gören hazır duvar kağıdı sanıyordu:)) harici harddiski kurcalarken buldum...
evett gelelim bu fotoya. kendi fotoğrafımı paylaşmayı pek sevmiyorum ama burda önemli olan elbise:)) geçen bir özlem'in mangoyla ilgili bir postuna yorum yazarken bu elbiseden o kadar bahsettim ki, ayrı bir post konusu olmayı hakediyo diye düşündüm:))
şimdi hikayemiz şu: bu elbise mango outletten 16 lira falan gibi bir fiyata alındı( tam emin değilim ama 20 lira dan az kesinlikle))
sonra kuzeye hamile kalmadan yani kısmen zayıfken , sonra hamileyken, ve doğumdan sonra olmak üzere hatırladığım kadarıyla 4 düğün, 2 kına, 2 nişan da giyildi:))o kadar kullanışlı bir elbise yani. bana kalsa gene giyerimde üzerimde dağılacak artık:)) en iyisi ben bunu pamuklara sarıp saklıyım...kızım da yok ki ona saklasam, neyse torunlarıma kalır:)) abartmıyorum bu elbiseyi gerçekten çok seviyorum yaaa...

abim nereye ben oraya:))





 
 abisinin elindeki her şeye pek meraklı ufaklık. o masayı kaç kere deviriyor bilseniz:))) abisi de ancak "annee kuzey gene geldi" diye bana dertleniyo napsın:))
 
 
 
 pozumu da veririm....
 
 
 
 abisi yapboz yapmaya çalışıyor, kuzey gene yanıbaşında bitmş bile:))
 
 
 
Ali Denizin de iyi gününe denk gelmiş sesini çıkarmıyo:))
 
 
 
yapbozu da napıcağı belli, diş kaşıyıcısı olarak kullanıyor..
 
 
 
arada bir de beni kesiyor:))
 
 
 
 abi pes etmiş...
 
 
 
 "anne o neee" der gibi..elimdeki büyük makineye alışkın değil, onu genelde kullanamıyorum çocuklarla malesef...



 Ali Deniz fotoğraf makinesine sulanıyor Kuzey Deniz gene  peşinde...


 
 Kuzularım benim:))
 
 

dalton kardeşler:)))


 
abinin eşşeğine sulanmaca...
 

18 Eylül 2012 Salı

ATAM' IN İMZASI...

nihayet çerçevelettim:)) eşimi beklemdim az önce çıkıp hallettim kendim. ne demişler " kurda sormuşlar neden ensen kalın diye, kendi işimi kendim görürüm de ondan demiş"
bi de şunu farkettim bizim sokakta neler varmış işim düşmese farketmiceğim bir sürü dükkan. bir adet kuru temizleme, bir adet küçük çaplı tuhafiye, bir adet çerçeveci ve daha neler neler de şimdilik işim düşenler bunlar:)) insan sağına soluna bakmıyor işi düşmeyince:))
Fotoğrafı telefonla çektim pek hoş olmadı ama mesaj açık ve net:)
Atam'ın imzası her türlü güzel ve estetik...

14 Eylül 2012 Cuma

kısa...kısa...kısa..

 büyük kuzunun otoparkı. daha doğrusu iş makinesi parkı:)) bu yaş erkek çocuklarda nedense bi kamyondur kepçedir merakı oluyo çok enteresan. dışardan yüksek bi araba sesi duysa hemen " kamyon mu geçti, bakalım mı ?" diye cama koşuyo

bazı oyuncakların yüzüne bile bakmazken bu kamyonları çok sevdi. diasa dan aldım . gerçekten çok güzel ve kaliteli yapılmışlar. tüm ayrıntılar var üzerlerinde.
 bu arada büyük kuzu 4 gündür istanbulda anneannesinde. annem bize geldiğinde onunla gidicem diye tutturdu.biz de bi yandan gitsin de kafamızı dinleyelim diyoruz bir yandan da gece ağlarsa falan diye endişeleniyoruz. son ana kadar sordum gidicekmisin diye evet dedi ve gitti:) bizden bahsetmiyomuş da kardeşini özlemiş, öyle diyomuş kuzucum:)) yarın gelicekler bakalım...

 bu da panomun bitmiş hali, ama çerçevelenmek için daha çok beklicek sanırım:)) çünkü o görev eşime ait ve o da çoookk tezcanlıdır, verilen işi hemececik yapıverir:))
 bu da şablonu ama nerden bulmuştum hatırlamıyorum malesef. günün birinde kaydetmişim yaparım diye ama aldığım yeri yazmak aklıma gelmemiş o zamanlar...
 
 
 malum geçen cuma bimde kırtasiye haftasıydı. ben gidememiştim o günlerde ve eşime sormuştum "uğradın mı var mı güzel bir şeyler" diye. o da "yok  pek bişey" deyip geçiştirivermişti:)) ee benim dün yolum düşmesin mi bime, amann bi baktım defterlere bayıldm hepsine. taşıyabileceğim kadarını aldım ama aklım hala orda:)) napıcaksam bu kadarını. dönerken de ceza olarak defterleri eşimin bürosuna bıraktım eve sen getiriver diye. bi de dedim" niye söylemedin bu kadar güzel defterler olduğunu". "söylermiyim hepsini alırdın diyo" akıllım. sanki o söylemeyince alamadım

 örmeye başladığım kalpli battaniye ve okuduğum kitap. battaniye biter de kitap biter mi bilemem:)) çok kalın ve ince yazılı. ama güzel okunuyo. çok akıcı bir dilde yazılmış.
battaniyenin yapılışı için de buraya...
 
 
 
 bu şirin şey de bimden aldığım kalemtraş. kuyruğuna basılınca ağzını açıyo:)) eşimin bürosuna uğradığımda onun kalemlerini açtım, utanmadan" bana bıraksana onu" diyo. bırakıtmıyım tek kalmıştı bu ve ben kaptım:))
 
 
 geçenlerde tuba paylaşmıştı buzdolaplarınızın üzerinde neler var diye. işte bizimki de böyle bişey:)) ama ne yalan söyliyim çok sıkıldım bunlardan. taşınırken güzel bi eleme yapıcam .görüldüğü üzere en sevdiğim şeyler var orda. vosvos, papatya ve mor objeler...bir adet not defteri evde bitenleri yazmak için, küçük rende, sarmısak rendelemek için bi de büyük kuzunun kahvaltısına ceviz rendeliyodum onla:)) süper bi alet.. gittiğim yerlerden aldığım magnetler, arkadaşlarımın gittikleri yerlerden getirdikleri, düğün, sünnet, bebek mevlüdü şekerleri..vs vs..
 buzdolaımıızn bu kısmı ali denize ait:)))
 
 
 ufak kuzu 2 gün önce diş çıkardı. huysuzluğu hala devam ediyo...
ben de dişlerimle boğuşuyorum resmen. bozulan bir kanal tedavim, çıkmaya çalışan bir 20 lik dişim, düşen 3 dolgum var. haftaya dişçideyim sürekli.off acısı umrumda değil de ağzımı açık tutmak çok yoruyo beni
 
 
 
evet bu da takı yığınım:)) büyük kolyelerimi aynanın kenarına asıyorum , çekmecede de daha ufak şeyler var:)) ve küpeliğim, sallantılı olanlar onda asılı, diğerleri gene çekmecede. ufaklık doğduğundan beri doğru düzgün takı bile takamıyorum. bir kaç denemem kolyemin kopmasıyla sonuçlandı:))
taşınınca bu takılara da güzel bi dolap yaptırmak şart oldu. altta kalanları unutuyorum valla...gözden ırak olan gönülden de ırak oluyo:)

10 Eylül 2012 Pazartesi

yaptıklarım, yapıyor olduklarım, yapacaklarım:))

 
 bitirdiğim battaniyeme etiket yaptım:) made by moriçe:)))
 
 

 daha artık iplerim var, onlara da sıra gelecek....
 
 

 yazın ördüğüm yastıklar ne zamandır yorgancıda  duruyordu. uygun renk bulamamış kadıncağız, ben de fırsat bulunca gidip aldım kumaşı. o da hemen dikti sağolsun. en güzeli kendin yapabilmek ama dikiş işlerinden hiç anlamam malesef:))
 
 
 eşimin ofisine hediye yapıyorum bunu. çerçevelenince güzel olacak gibi:))isteyene şablonu mail atabilirim...ya da fırsa bulursam buraya koyarım bi ara...
 
 
bu da yaz tatilinden beri örmeyi planaldığım battaniye. şimdilik örneği çıkardım, tamamını da yapıcam inşallah...