uzun zamandır yazamıyorum, koşturmacadan fırsat bulamadum.
hep bahsediyodum ya taşınma maceramızdan.işte biz düşündük düşündük düşündük( yaklaşık 2 sene) ve taşınmaya karar verdik. şaka bi yana evimizin hala eksikleri var ama ben artık evdeki kalabalıktan bıktığım için en azından kolilenmiş olan eşyaları götürmek istedim ve son 10 gündür onlarla uğraşıyoruz.
temizlik, yerleştirme, evdeki ufak tamiratlar, yeni eve yeni alınacaklar....
kitaplarımı götürdük mesela, be bi odayı çalışma odası olarak planlamıştım ve oraya kitaplık yaptırmıştım. ama ne yazıkki kitaplarım sığmadı:)) neyse ben ilerde ilave bir şeyler yaptırırım ama şimdilik sesimi çıkaramıyorum,
eşim isyanlarda,
" yeter artık kitap alma" diyo.
ben de "benim sigaram, içkim, kumarım yok karı kız la işim de yok, bi kötü alışkanlığım bu bunu da bırakamam" diyorum:))
bu işler arasında biraz elişi de yapıyorum tabi. mesela şu paspas, hepiniz bilirsiniz babannelermiz ananelerimzi örerdi. ben çocukken bulduğum i,plerden küçük küçük paspaslar örerdim:))
işte şimdi de buna başladım büyükçe bir şey oluyor, yazlık evimizde kullanırım diye düşünüyorum bitirebilirsem tabi:)) şu an biraz daha büyüdü ama ben eski fotoğrafı paylaştım.
bu da ne zamandır nette görüpte denemek istediğim bir şeydi. eski penyeleri şerit şerit kesip üzerine sık iğne örüyoruz. dönbe döne bu oluşuyo ama ben çok fazla büyütemedim, çünkü yuvarlak motifler beni çok strese sokuyo, yok marullandı, yok toplandı derken bana fenalıklar geliyo.
merak ediyodum , denedim hevesim de geçti:))
ama güzel bişey oluyo sonuç, tavsiye ederim...
"never ending granny squre" demiştim ya hiç bitmeyen kare. ben koltuk şalı yaptım yanına iki de kırlent yaptım, bakalım kullanabilecekmiyim
yazar aylarını da kaçırmıyorum bu arada ama Pınarın sayfasına bu ayda katılıyorum diye yorum bile bırakamadım henüz. neyse burdan söyliyim yazar ayları devam ediyor katılmak isteyenler
Pınarın sayfasına uğtayabilir.
"şeker portakalı" nı ortaokul yıllarımda okumuştum ama bu son tantanalardan sonra bir kez daha okuyayım dedim, ne de iyi etmişim. kitapla ilgili yorumlarımı kitap bitince paylaşırım:))
kuzularımın vesikalıkları:) Kuzey Denizin ki daha kolay oldu da Ali Deniz şebeklik yapmaktan poz veremedi:))
Kuzey 1 ayı geçti yürüyor, yaklaşık 13 aylık yürüdü. abisine göre yürümede biraz geç kaldı ama yaramazlıkta açık ara önde:)
kuzularmın aynı anda fotoğraflarını çekmek çok zor. bu da nadir pozlarından biri.:))
nisan ayı benim için biraz kötü geçti aslında. 4 nisanda dedem vefat etti ve apar topar Trabzona gittim. aslında ben Adapazarından İstanbula kadar diye yola çıktım. Ali Denizi de yanıma aldım. annemleri, kuzenlerimi görüp geri dönücektim, cenazaye gitmicektim ama son anda karar değiştirince Ali Denizle Trabzona kadar gittik. Ali Deniz otobüs yolculuğunu zaten sever uçak yolculuğunu da sevdi. 2 gece kaldık geldik.
Kuzeye de gündüzleri babannesi baktı, akşamları babası eve getirdi. anne eksikliğini yaşadı bari evinden yatağından uzak kalmasın dedim.
geldiğimde sanki biraz trip yapıyo gibi geldi bana ama sanırım o Kuzeyin standart agresifliğiydi:))
ben nisan ayında Trabzona hiç gitmemiştim. böyle bi şeklide kısmet oldu. bu çiçekler de fındıklıkların altında yetişen "yabani menekşeler", çok güzeller...
balkonumuzdaki maydanozlar ve çilekler.kızardıkça Ali Deniz koparıp yiyo. çok da hoşuna gidiyo.
benden şimdilik bu kadar. taşınma işlerimiz devam. ben bikerede taşınmak istemedim. yavaş yavaş yerleşmek istedim. bakalım bu süreç ne zaman bitecek..
herkese sevgiler...
görüşmek üzere...