8 Mart 2014 Cumartesi

ruh halsizliğim...

Bir film vardı yıllar önce. The Village. Türkiye'de de Köy diye oynamıştı.
filmin konusunu anlatıcam burdan sonra. okumak istemeyenler burdan dönsün.
filmler ya da kitaplar hakkında yazı yazarken hiç bahsetmem olaylardan .yani spoiler vermem vermekten de hoşlanmam. kusura bakmayın bu spoiler kelimesi  yerine kullanacak kelime bulamadım. neyse filmin konusundan biraz ayrıntılı bahsedicem çünkü amacım filmi anlatmak değil içinde bulunduğum ruh halini anlatmak.

ilk yarısı gerilim filmi tadındaydı yer yer insanı tırstıran sahneler vardı.
ikinci yarısı ise tam olarak insanı şaşkına çeviriyordu.
bir köyde esrarengiz olaylar yaşanır. köyün bir sınırı vardır ve o sınırdan kimse dışarı çıkamaz çünkü o sınırların dışında korkunç yaratıklar vardır.
her gece köyün büyüklerinden bazıları nöbet tutar. bu yaratıklar bazen köye de saldırır. gençler ve çocuklar evlere kapatılır bu canavarlar gidene kadar.
bir gün köyde yaşayan bir kız ağır bi rahatsızlık geçirir ve şehre gidilmesi gerekir. bu arada şehre gitmek kesinlikle yasaktır.
bu iş için birileri gönüllü olur falan filan çok net hatırlamıyorum.

sonra öğreniriz ki bu köy aslında köy değil şehirden büyük duvarlarla ayrılmış küçük bir bölge.

bir zamanalar şehirde yaşan ve yakınlarını şehir terörüne  (  trafik kazası, kapkaç, cinayet...) kurban veren insanlar bir terapi grubunda tanışmış ve çocuklarını bu tehlikelerden uzakta büyütebilmek için bu köyü kurmuştur. köyde canavar falan yoktur tabi o büyüklerin çocukların köyden çıkmamaları için buldukları bir yöntemdir.

işte ben de böyle bir köye yerleşmek istiyorum. o kadar sıkıldım ki gündemden. 17 aralıkla başlayıp bir türlü bitmeyen şu olaylar terörün başka bi türü değil mi. biz millet olarak o kadar alışığız ki buna zaten.yani alalım çoluğumuzu çocuğumuzu uzaklaşalım buralardan. bir gün onlar giderse geri geliriz. bu pes etmek belki ama benim umudum kalmadı sanki.

psikolojik bi terör uygulanıyor hepimize. kimimiz farkında kimimiz değil. adamın biri onu bunu şunu tehdit ediyor, ona buna şuna laf atıyor, her şeyi eleştiriyor ve biz izliyoruz. bi kanalı açıyoruz o kötü  bu iyi, başka bi kanalı açıyoruz hayır o iyi bu kötü.
siyasetten hoşlanmıyorum hep söylüyorum beni temsil eden bir parti de yok ne yazıki ama neyi istemediğimi çok iyi biliyorum.

ülkemiz son yıllarda dini alet ederek iktidar olmuş bir parti ve bence gene dini alet ederek çok büyük topluluklara hitap eden bir cemaatin elinde. biz de kuzu kuzu izliyoruz. şimdi ne oldu ben anlayamıyorum. hangi çıkarda çakıştınız da bu olaylar yaşandı. oysaki biz memnunduk di mi sizin yönetiminizde birer koyun olmaktan.
şimdi düştüğümüz duruma bak. anne babası kavga eden çocuklar gibi olduk. RTE mi Fethullah hoca mı ayrımına geldik.

çok acayip ruh hallerindeyiz . şaşkınız korkuyoruz. ya bu iki grup gerçekten pis bi rekabet içinde ve olan bize yani halka olacak. ya da bu iki grup çok pis bi işbirliği içinde ki gene olan bize olacak.
yazdıklarım hissettiklerimin binde biri bile değil.

şimdiden söyliyim hiç bir eleştiriye açık değildir bu yazı. hiç karakterime uygun olmasa bile böyle bu aralar. artık tahammülüm kalmadı çünkü bazı insanlara ve düşüncelerine.
okuma zahmetine katlanıp ta yorum bırakırsanız ona göre yazın.
güzel günlerin gelmesi dileğiyle....

1 yorum:

  1. Güzel günler! Nedense ümüdim kalmadı, birileri için güzel olan öteki için güzel olamıyor malesef. Ne diyelim bu süreçte Rabbim milletimize daha kötü güner göstermesin.

    YanıtlaSil