etamin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
etamin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Temmuz 2014 Perşembe

uzun bir aradan sonra biz...

herkese merhabalar. çok uzun zamandır bloğumla ilgilenemiyorum.
biraz zamansızlıktan biraz da instagram yüzünden. instagrama fotoğraf yüklemek o kadar kolay oluyor ki insan bloga post girmeye üşeniyor.
bloğumun yeri benim için çok ayrı ama bir süre daha ilgilenemicem gibi görünüyor.
şu sıralar tatil için çocuklarla Trabzondayım. günlerimiz koşturmacayla geçiyor .
instagramda paylaştığım fotoğraflardan bazılarını burdan da paylaşmak istiyorum. bol bol çiçek böcek:))
bu arada instagram hesabım
mor_morice
 
 
her yıl geldiğimde balkonumuzdan çektiğim standart poz:))
 
 
 köyde çocuklarla çektiğimiz selfimiz:))özçekim mi desem bilemedim:)



 
 çiçekler...
 
 
 çiçekler...
 
 
 adını dağlara yazdım pozu:) bu kayalıklar küçükken en çok oynadığımız yerdi. taşlar kalem gibi ince ince parçalanır ve tebeşir gibi yazabilir. biz de orda düz bulduğumuz her yere yazı yazardık.
 
 
 tatilde okuduğum bir kitap. çok beğendim. keşke eskisi gibi kitap paylaşımı da yapsam. sanki tutan var beni dimi:)) ama olmuyo işte. bu aralar yapamıyorum.
 
 
çiçekler....

 
çiçekler...
 
 
 olmazsa olmazım papatya tacım...
 
 
 tacımın yapım aşaması...
 
 
bu sene buraya gelirken fazla bişey getirmicem dedim ve okuyacak 5-6 kitap bi de az yer tutması açısından etamin iplerim. bu da burdayken yaptığım bir çalışma.


babamın köyde yaptığı evin ufak tefek bazı işleri kaldı. biz de gidip oralarda takılıyoruz. çocuklar için hiç oyuncak geirmedim sadece bu kamyonları aldım onlar. toz toprakla oynasınlar diye...

 
 çiçekler ve manzara...
 
 
bu kitabı da beğendim. daha önce Irvın YALOM' un bir kitabını okumuştum. onda da böyle küçük küçük hikayeler vardı. bu da öyle bir kitap işte.
 
şimdilik bu kadar. bol bol çiçek böcek var demiştim di mi:)))

14 Aralık 2012 Cuma

şarlo panom yerine ulaştı bile...

 
şarlo panomu herhalde rekor denecek bir sürede bitirdim, eşim aracılığla çerçevelettim gene eşim aracılığıyla arkadaşıma kargoladım bile:)) ( eşim söz onusu olunca sürenin bu kadar kısa olması mucize:))
görür görmez aklıma yakınlarda  doğumgünü olan pınoşum geldi:))o heyecanla hemencecik yapıverdim işte:)
 
ben çerçevesini dikdörtgen düşünmüştüm ama eşime söylemeyince çerçeveci kare uygun görmüş. bilemedim nasıl oldu ama arkadaşım beğendi en azından:))
aymem şöyle söyledi:" etamin gibi bir şeyden şarlo yapılabileceği hiç aklıma gelmezdi"
oo daha neler yapılıyo etaminden di mi??
 
şablonu adadeniz blogundan aldım, ona burdan tekrar teşekkür ediyorum:))

8 Kasım 2012 Perşembe

evimizden manzaralar...5

 
 bu legolar ali denize hediye edildi. atay  abisi artık 6. sınıfa gittiği için bunları ali denize vermek istedi. ama bir şartı vardı." ali deniz kaç yaşına gelirse gelsin bu legolardan bir kaç tanesini saklıcakmış":) bi de o söyledi ali deniz tekrar etti ve söz vermiş oldu bizim ki:))
 
 
 legoları saklasam istiyor, toplasam döküyor, ben de hadi ali deniz duvar yapalım dedim ve kabul etti. en azından derli toplu duruyolar bir süredir. hayır dökünce oynasa gam yemicem. hoşuna giden kısım onları dökmek sadece:))
 
 
 "anne ben kuzeyi kucağıma aldım hadi bizi çek" diyor kendisi:))
 
 
 kuzey de pek mesut:))
 
 
 çocukların odalarına asmak için yaptığım etamin panolardan biri...
 
 
 ve biri daha...
 
 
 ben çocuklar uyanıkken pek bir şey yapamıyorum ama bir ara kuzey uyuyodu ali denizde oyuncaklarına dalmış nasıl olduysa, ben de hadi şu kardan adamı bitireyim dedim ve etamini elime almamla bizimki yanıma damladı. o da yapıcakmış:))
ben de onun eline de verdim kalın bir etamin iğnesi ve ip. biraz benim yardımımla ama daha çok kendi çabasıyla böyle bir şey yaptı:))
bi de yaparken kendi kendine konuşması var ki görmek lazım:))

 
bu da arkadaşıma başladığım şal. taa üniversitedeyken yani bundan 13 sene falan önce ben gene örgüye meraklıyım tabi. nerdeyse bütün arkadaşlarıma atkı örmüştüm. geçen gün o arkadaşlarımdan biri " biliyo musun senin ördüğün atkıyı hala kullanıyorum" deyince çok duygulandım ve ona doğum günü için bunu örmeye karar verdim. ister şal olarak ister atkı olarak kullansın.
alize tiftik bu ip. kendime de favori rengimden aldım.
 
 
 duvarımızın önünde poz veriyor:))
 
 
 yerim ben onları:))
 
 
 malum bir elma şekeri mevzumuz vardı. ben yemedğim için ali denize vermiştim tabi kuzeyi hesaba katmamıştım:))
 
 
 kuzey fırsat buldukça yanımızdan kaçıyor, bir yerlerde dikilip durmaya bayılıyo:))

 
ben mutfakta yemek yaparken ali deniz bir heyecan geldi yanıma" anne ben ne yaptım bak, çabuk gel anne şey yaptım ben köpyü yaptım gel" diyince bu manzarayla karşılaştım:)
 
 
 

 
minik tavşanım benim:))
 
 
ben kuzeyle ilgilenirken büyük sıpa benim telefonu kapmış hemen, sinsi sinsi kurcalıyor:)) zaten artık telefonları ben açamıyorum, benden önce kapıp açıyo bi de sohbet ediyo arayanlarla:))
 
 
 bu da geçen yıl ki turşularım, bu sene yapamadım ama bu fotoyu bulunca paylaşıyım dedim. renklerin güzelliğine bakın...
haftasonuna bir kala herkese mutlu haftasonları diliyorum..

8 Ekim 2012 Pazartesi

yaptıklarım...

 sürekli elimin altında olan iğnelerimi koyduğum ne zamandan kaldığını bilmediğim bir kutuydu bu. ojeyle boyadım böyle oldu:))



baykuş modasına ben de uyuyım dedim:))




 
 
 vosvosun şablonu da bu. ben burda bulmuştum.




 
bu da Ali Denizin dinazoru. görür görmez" anne kayunun dinazoru" diye sevindi:))
baykuş ve dinazorun şablonu yok. yapılmışlarından bakarak çıkardım.

28 Eylül 2012 Cuma

evimizden manzaralar...2

 
 evin muhtelif yerlerinde bu tür konvoylara rastlamak çok doğal bizim evde...
 
 
 bu aletin adı ne sizce?? nee merdane mi dediniz?? hayır onun adı ADEM:)) Ali Deniz öyle diyor. kendince merdaneyi adem diye yorumlamış kendisi:)
 
 
 bitti bitecek ve hediye gidecek...
 
 
 vosvos hayranıyım ben. hala da hayalimdir bir vosvosumun olması şöyle bonibon rengi gibi bi renkte:)) kim bilir bir gün belki...
bunun yanına 2 tane daha gelecek , bakalım nasıl olacak...
 
 
 ufaklığı gördünüz mü? :))
 
 
 kuzunun ayakları. şu çorapları Ali Denize almıştım bebekken. o kadar yakışıyo ki bebeklere patik çorap:)) yerim ben onun ayaklarını...
 
 
 malum bu aralar kitap kuleleri pek moda. bu da bizimkinin kulesi. "anne kayakaya yapıyım mı?" diyor. yani "anne karalıyım mı?"...
 
 
 ben mutfakta iş yaparken dakikada bir kontrol ediyorum içeriyi. bu gün böyle bir manzarayla karşılaştım:)) kayu seyrediyolar:))
 

 bu sütlü cici bebe kimin acaba? Ali Denizin mi yoksa Kuzey Denizin mi? yoksa annelerinin mi?? evet evet bu benim mamam. tabi Kuzeye aldık kahvaltılarına katalım diye ama kabızlık yapınca koca paket bana kaldı. bazen Ali Denize veriyorum bir kaç tane ama genelde onlar uyurken ben yiyorum:))
 
 
kitaba devam ama son bir kaç gündür hızlandım:))
 
 
bu da günün komiği olsun:)))

18 Eylül 2012 Salı

ATAM' IN İMZASI...

nihayet çerçevelettim:)) eşimi beklemdim az önce çıkıp hallettim kendim. ne demişler " kurda sormuşlar neden ensen kalın diye, kendi işimi kendim görürüm de ondan demiş"
bi de şunu farkettim bizim sokakta neler varmış işim düşmese farketmiceğim bir sürü dükkan. bir adet kuru temizleme, bir adet küçük çaplı tuhafiye, bir adet çerçeveci ve daha neler neler de şimdilik işim düşenler bunlar:)) insan sağına soluna bakmıyor işi düşmeyince:))
Fotoğrafı telefonla çektim pek hoş olmadı ama mesaj açık ve net:)
Atam'ın imzası her türlü güzel ve estetik...