2 Aralık 2012 Pazar

kitap-Tek Boynuzlu At-İris MURDOCH

aman bu fotolar niye bazen böyle tepetaklak oluyor anlayan varsa bana da söylesin:))
taksimdeki sahaf festivalinden aldığım bir kitaptı. ismi hoşuma gitmişti alırken. gayet sürükleyici bir kitap 3 günde bitti valla:))
 
konusu şöyle: marian adlı bir genç bayan kırsal bölgede çok ücra bir eve öğretmen olarak gelir.aslında ev değil de kale gibi bir şey. en yakın komşu yarım saatlik mesefede öyle bir yer yani:))
marian ders vereceği çocukları merak ederken aslında ortada çocuk falan olmadığını ve aslında buraya kendi yaşlarındaki ev sahibesine ( hannah) arkadaşlık etmek üzzere getirildiğini öğrenir.
ama şöyle bir durum vardır hannah'ın kocası londrada yaşarken o kendisini bu ücra topraklardaki eve, hatta bir odaya hapsetmiş nerdeyse hiç dışarıya çıkmamaktadır. geçmişte yaşanan bazı olaylar yüzünden hapis hayatı yaşamaktadır ama bu hayatı kendisimi seçmiş kocası mı onu hapsetmiş muamma...
evde onu hem korumakla hem de gardiyanlığını yapmakla görevli insanlar, bir sürü hizmetçi var...yakınlardaki evde yaşayan yaşlı adam, kızı, oğlu ve onların bir misafirleri (effingham) kitabın karakterleri...
ve bütün karakterlerin kaderi bizim hannah'ımızın elinde sanki... kendiyle beraber onları da hapsetmiş gibi..
gerisini okursunuz artık:))


 


30 Kasım 2012 Cuma

iç döküntüsü...

bugün kötü hissediyorum kendimi. durup durup ağlayasım geliyor, durup durup ağlıyorum ben de napıyım:)) bedenin isteklerini geri çevirmemek lazım.
 
çok dengesiz bir ruh halim vardır benim. buna genelde şükrederim aslında.
ağlarken biri komik bir şey söylese hemen gülmeye başlarım, sonra kaldığım yerden devam ederim ağlamaya:))
eşimle tartışırken durup "ayy dur aklıma komik bir şey geldi bunu söylemesem çatlarım" der söyliyeceğimi söyler devam ederim ya da edemez gülmeye başlarım mesela.
 
 her neyse kötü olmamın sebepleri vardır elbet ama bunlar bir tane olmaz ki genelde.
 
bir yıldan fazladır taşınma aşamasında olmamız ve bu aşamayı bir türlü aşamamamız olabilir mesela. ben kitaplarımı kolilemiştim bile halbuki. biz bi kaç haftaya taşınıyorduk ya:(( olamadı malesef . ben mutsuzum kitaplarım olmadan. onları raflarda görmeliyim, arada elime alıp okşamalıyım mesela.
 
 
sonra Ali denizin iki gündür öğlen uykusunu uyumaması olabilir belki sebep. ben de uyumazsa uyumasın dedim ve kaldırdım( 1,5 saat yatakta uyumadan durunca mecbur kaldım). neyse "akşam  yorgun düşüp erken yatar bari" dedim. evet 8 buçukta gıkı çıkmadan uyudu ama nasıl derin uyuduysa gecenin 3 ünde tamamamen uyksunu almış bir şekilde uyandı iki gece üst üste. ben de odasına gidip ordaki çekyata yattım ama susmuyoki eşek. "anne şunu ver anne kaldır beni". arada ben dalıyorum galiba" anne horlama":) işte bugün inat ettim öğlen de uyuttum bakalım gece nolucak
 
bir haftadır grip olmam da sebep olabilir mutsuzluğuma belki. ve bir haftadır evden dışarı çıkamamam. Allahtan karşı komşum var da zorunlu ihtiyaçlarımı ona ısmarladım dün( ip gibi mesela:)
 daha az zorunlu ihtiyaçları eşim alıyo( ekmek gibi mesela)
 
akşamda korkunç bir baş ağrısı yaşadım. bundan 3-5 yıl öncesine kadar baş ağrısı nedir bilmezdim ama son zamanlarda çok sık yaşıyorum , alıştım da buna. ama akşamki başka bir şeydi.
 
eşime benm beynim ağrıyo diyorum olur mu öyle şey diyo:)
 
ama gerçekten öyleydi. ağladım resmen. kulaklarım uğulduyor, beynim sanki titreşiyor ve her titreşim ağrıya dönüşüyor...korkunçtu eşim acile gidelimmi dedi.
hayatında hiç acile gitmemiş ben "saçmalama başa ağrısından acile mi gidilir dalga geçerler" dedim. düşünün çay bile içemedim ben akşam o ağrı yüzünden:))
hiç acile gitmedim dedim ama bi kere gitmiştim şimdi hatırladım
 
 
şöyle olmuştu aynen: haftasonu misafirlerimiz gelicek kahvaltıya biz de kaltık erkenden ben mutfaktayım. nerden aklıma estiyse fritözün telini yağ çözücüyle temizliym dedim. hani şu cilde değdiğinde delenler var ya o yağ çözücülerden işte. kendimce önlemimi alıp eldivenimi falan taktım ama yağ çözücüyü tele sıkmamla ordan vıjjtt diye gözüme gelmesi bir oldu.( demekki kaynakçı gözlüğü de lazımmış)
 
Allahım nasıl panik oldum( ilk aklıma gelen ben kör oldum , kitap okuyamıcam oldu.) hemen yıkadık falan ama eşim hadi acile gidelim dedi. gittik dr hemen içeriğini biliyo musunuz dedi. nerden bilelim( aklınızda olsun bu tip olaylarda failin kutusunu da götürün yanınızda, içindeki maddelere bakmaları gerekiyor ne kadar zararlı olduğunu anlamak için)
 
neyse görmemde falan bir problem olmadığı anlaşılınca bir damla verdi doktor eve geldik.
ben gene mutfağa geçtim ilk işim fritözü çöpe atmak oldu, temizleyemiyosam atarım ben de napıyım:))( hala da bi fritözümüz yok almayı da düşünmüyorum)
neyse bee bir yandan kahvaltı hazırlıyorum bir yandan ağlıyorum. eşim geldi hemen "noldu  gözün mü acıyo?"  dedi.
 
ben de "yok canım ağlayarak zararlı maddeyi atmaya çalışıyorum" dedim:))
 
 
bi de annem aylardır Trabzonda ve bir kaç aya kadar da gelmicek...off belki ben giderim iki çocukla uçak yolculuğuna cesaret edebilirsem:))
 
işte böyleyken böyle.
buraya kadar sabırla okuyanlara teşekkür ederim:))
herkese sevgiler...
biraz rahatladım sanki ya...

bitenler...

 
 şu dantela iplerden geçen yıl kaç tane ördüm bilmiyorum:)) herhalde 15-20 tane örmüşümdür tabi kendime değil hepsi. ben de bitane kalmıştı. bu sene de ipçide bu rengi görünce dayanamadım aldım:))
çok seviyorum rengarenk şeyleri. biraz palyaçoya mı benzicem acaba bununla:))
 
 
daha önce burda ve burda paylaştığım kırlentler tamamlandı ve eşimin annesine hediye edildi:))
şimdi aynı motiflerden battaniye örücem. akşam bir kaç motif başladım ama korkuyorum biraz:)) becereblecek miyim diye. benim motif ekleme fobim var da biraz:))
 
 
bu bere de bana oluyo, Ali Denize oluyo zorlasam eşime bile oluyo:)) şimdilik Ali Deniz kullanıyo ama:))
 
 Alizenin tiftik iplerinden ördüğüm şalım da bitti. ilkini arkadaşıma gönderdim bile eline ulaşmış, çok beğenmiş:)) çok mutlu oldu ben daha da çok mutlu oldum:))
 
 
 

28 Kasım 2012 Çarşamba

Ali Deniz'den inciler...

 
bu ne mi? bir kitap okuma lambası.ne alaka diyeceksiniz, anlatıyım hemen:))
az önce yerde dizlerimin üzerine çökmüş Kuzeyin altını değiştiriyorum Ali Deniz gelmiş yanıma kafama dokunuyor
"anne bak sen lamba oldun, düğmene basıyorum açıyorum" diyor:)) Allahım beni bu lambaya benzetmiş kuzum:))
 
not: elinde bunla uyudu:))

çok dalgınım ben çok...(1)

elekrtiklerin kesik olduğunu bildiğim halde mutfağa girip çıkarken anahtarı kapatıp açmam

( Allahım lisede ki fizik dersi geldi aklıma "aslında anahtar kapalıyken lamba yanar anahtar açıkken devre kesik olduğundan yanmaz" nasıl işlediyse aklıma hala her seferinde aklıma gelir)

çocukları ikisi de yanımda oynarken, odadan çocuk ağlama sesi duyup bir an çocuk uyandı diye fırlamam

iki çorabı üst üste aynı ayağa giyip, eşini aramam

tam evden çıkarken aslında elinde olan telefonu evde didik arayıp bulamamam, neyse almadan çıkarım demem( farkındaysanız hala dank etmiyor:))

eşi işe uğurlarken son anda elimde ki emziği de ona vermem onun da alması( genelde beraber çıkarken emziği sağlama almak için ona veririm de)

 elimdeki emziği önce eşimin ağzına vermeye çalışmam sonra ben ne yapıyorum deyip Ali Denize vermeye çalışmam ve en sonunda kendime gelmem ve ağlayan kuzeye emziği vermem
(aynı şeyi kuzeyin montu için de yaptım geçen gün. elimde mont kime giydireceğimi bulana kadar bayağı yanlış denemeler yaptım:))

sütün başında taşmasın diye beklerken bir yandan da kitap okuyup,kitaba dalıp sütü taşırmam.

bugün abur cubur yemicem diye kendi kendimi şartladıktan yaklaşık beş dakika sonra kendimi yemicem dediğim abur cuburun yarısını yemiş olarak bulmam(inanın o aradaki zaman benim için kayıp) ( bu dalgınlık mı oburluk mu bilemedim:))

not: başlığa bir yazdım çünkü benim dalgınlıklarımın sonu yok:))





27 Kasım 2012 Salı

çokoPrensin Annesi; çoko-kraliçenin çekilişi varmış:))

canım arkadaşım Tuğbacım da( çoko-kraliçe diycem ona ben, çokoprensin annesi olduğuna göre)) çekiliş düzenlemiş.hem de hediyeler lösevden:))
katılmak için buraya.

moonlightcat'in çekilişine buyrun:))

moonligtcat bloğunun sahibi, yazar, çizer, okur, örer... arkdaşımız Ayşım'ın çekilişine az kaldı:))
kendi yazdığı şiir kitabı, kedili defter ve çok güzel ayraçlar var...katılmak için burdan:))