11 Kasım 2012 Pazar

kitap-YEDİNCİ GÜN-İhsan Oktay ANAR

diloşun kayfesinin düzenlediği yazar ayları etkinliğinde bu ay ki yazar İhsan Oktay ANAR' dı ve ben de bu kitabı seçmiştim.


             öncelikle kitabın hemen hemen tamamını sıkılmadan okudum diyebilirim. sadece sonlara bir savaş sahnesi vardı ki ben hiç hoşlanmam ne filmlerdeki ne de kitaplardaki savaş sahnelerinden...
yazarın diğer kitaplarını düşünecek olursam bana göre ortalama bir kitaptı. konu olarak ilginç olmaya çalışılmış, ilginçmiydi evet ama çok da bayıldım diyemicem konusuna.
ama İhsan Oktay ANAR'ın şeker gibi bir anlatımı var. çok fazla eski kelime kullanmasına rağmen , hatta kitabın tamamının eski dil olmasına rağmen hiç sıkılmadan okudum. o kadar akıcı bir dil kullanmış yani.
            konusundan çok hoşlanmadığımı söylemiştim, bunun en büyük nedenlerinden biride, kitabın başında çok severek okumaya başladığımız bir karakter olan paşaoğlunun pat diye ortadan kalkması.
kitabın üç bölümü var.

ilk bölüm paşaoğlunun ilginç hikayesiyle başlayıp, sonra ihsan saitin hikayesine dönüyor. ihsan sait ve onun yardımcısı Bevval, Aman baba. İdris dede ve onun torunuı Selahattin nin bir araç yapmaları anlatılıyor. ne makinesi olduğunu söylemicem:))

ikinci bölüm oğul; bu bölüm hz Adem, ve onun vennetten kovulması şeklinde yazılmış. tabi farklı isimler ve kavramlar kullanılmış.( tekvinhaen maliki, çiftçi, ateşçi, ameleler, dişlilerden oluşan bir makine ve bir terazi..)

üçüncü bölüm ise hayalet. bu bölümden bahsetmicem ki kitabın sonu anlaşılmasın.
kısaca ihsan saitin sevgilisi olan ya da öyle olduğunu sandığı, ya da umduğu Dojira'ya kavuşmak için başvurduğu akla hayale gelmeyen yöntemler anlatılıyor. kitabın son iki bölümünde de kısa bir dünya ve Türkiye tarihi okuyoruz.

Hoşuma giden bir kaç yer var bazılarını paylaşmak istiyorum.
 
....erkeğin kadını seçtiği bir cemiyet batarken, kadının erkeği seçtiği cemiyet refaha eriyordu...(sayfa 31)
...bu yüzden hiç de tekin görünmeyen bu kasavetli binanın kapısına vurup kaçmak, mahalle çocukalr için bir cesaret gösterisi saylırdı. Culyano'yu kızdırmak için kapıyı ilk kez, Katolik Kilisesinde vaftiz edilmesine rağmen günahlarından tam anlamıyla arınmamış görünen bir veled- zina çalmıştı. Cebinde kibrit olduğu takdirde bütün Dersaadet'i o saat yakabilecek tıynette olan bu veled o kadar yaramazdı ki; rivayet doğruysa çocuğun içine Şeytan girdiğine hükmedip bir şeytan kovucu çağırmışlar, gelen din adamı ayini başlatmış, ancak çocuğun ağzından o korkunç sesiyle konuşan Şeytan," bu yaramazın bedenindeyken çektiğim ıstırabı bir ben bilirim bir de Allah, fırsat verse çekip gideceğim ama çocuk beni bırakmıyor. Ben onu değil de o beni tutuyor. Ne olur beni ondan kovmak yerine onu benden kovun"diye sızlanmıştı...(sayfa 48)( burdaki anlatıma çok güldüm)

ihsan sait karşısındaki oyuncuya bir taş eksik oynamayı teklif eder ve karşıdaki oyuncu da kabul eder.  alman oyuncu en uçtaki a-2 piyadesini oyundan çıkarır ve ihsan sait de şahını oyundan çıkarır.. .( sayfa 110)( diyaloğun tamamı çok ilginç gerçekten:))

...sanki Dojira'nın sureti , tül gibi şeffaf bir perdeye nakşedilmiş de, o bütün dünyayı bu perdenin ardından görüyormuş gibiydi...(sayfa 134)

bunlar dışında da çok hoşuma giden yerler var ama yazınca çok acayip oluyo. en iyisi ben kısa kısa söyliyim siz kitabı okurken beni hatırlarsını:))

sayfa 53 de Dersaadet'e yeni gelmiş garibanalrın nasıl dolandırıldıkalrı gene çok tatlı bir dille anlatılmış.
sayfa 131 de hürriyet kavramının ilginç bir irdelenişi var.

kitapın sonu konusunda çok bilgi vermeden anlatmaya çalıştım ama umarım başarılı olmuşumdur. keyifli okumalar...
 

5 yorum:

  1. çok güzel anlatmıssın canım ..aslında ilk yazıdıgında içinde savaş ve eski türkçe kelimeler olduğunu yazınca çok içimi açan bir kitap olmadı ama begendiğin bölümleri yazınca hoşuma gitti canım..haftaya fuar var bu kıtabıda lısteme eklıyım:))bırsuru kıtap alıcam bakalım onları nasıl tasıycam..:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. eski kelimeler gerçekten rahatsız etmedi beni ve savaş sahnesi de çok kısa sayır:))
      daha önce başka kitabını okumadıysan İhsan Oktay Anarın bu en güzel kitabı değil bence. puslu kıtalar atlası benim en sevdiğim:))
      ben fuara gitmeme kararı aldım. gitseydim de çek çekli valizle gidicektim valla:))

      Sil
  2. cok hevesle gıdıcem fuara ama bakalım kimisi cok ucuz dıyor ,kimisi ınternettede aynı paraya var dıyor..ben yıne hazırlıklı gıdıp sırt cantası felan goturmeyı dusunuyorum..Eşim sattı beni o olsaydı arabayla rahat rahat alırdım ıstedıklerımı..kalabalık olur diye gitmek istemiyor bende zorlayamıyorum..p.tesi bende annem ve kayınvaldemle gıdıcem..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aslında evet internette belki de daha ucuza bile bulabilirsin ama maksat o havayı solumak:)) ben biraz da niye gitmiyorum biliyo musun, kendimi kaybedip gereksiz bir sürü kitap alıyorum, listemdekilerin dışında:))
      hem eşim bana hesap yaptı , bizim burdan fuara gelmemiz 150 lira falan tutarmış, ee ben de o paraya da netten kitap alırım bir sürü dimi:))

      Sil
  3. sıkı bir ihsan oktay hayranı olarak diğer kitaplarına oranla daha keyifsiz okudum... amat atlas ve suskunları elimden bırakmamıştım.. ama 7. günü sırf bitirmek için okudum..

    YanıtlaSil