Yitik Ülke yayınlarından çıkan ve Kadir AYDEMİRİN hazırladığı kollektif bir kitap.90 ları çocuk ya da genç olarak geçirmiş insanların anıları...
ben kitaptan yola çıkarak kendi 90 larımı belki biraz da 80 lerimi yazmak istiyorum.
82 Aralık doğumlu biri olarak çocukluğum 80 ler belki biraz da 90lar da , ilk gençliğim de( o lanet olsaı ergenliğim) 90 larda geçti.
öğretmen bir ailenin çocuğu olarak bir kaç şehir gezip en sonunda İstanbula yerleştik ve 90 lar benim için biraz da İstanbula alışma ve kaynaşma dönemi aynı zamanda...bi de her yazı Trabzonda bir köyde, en yakın komşunun bir kilometre uzakta olduğu bir evde geçirdim. ( o zaman nefret ederdim şimdi özlüyorum)
ne yerdik?
leblebi tozu
cino
turbo sakız
tipitip sakız
şıpsevdi
eti puf
eti cin
bonibon
siyah çekirdek( şimdiki çizgililer az bulunurdu o zaman, pijemalı çekirdek der alırdık)
ne dinlerdik?
Yonca Evcimik( 8:15 vapuru albümünü almıştım da single kavramınıyla ilk kez tanışıp hayal kırıklığı yaşamıştım. )
Burak Kut
Ferda Anıl Yarkın
Ayna
Kıraç
Emre Altuğ( bu 99 yılına denk geliyor ilk platoniğimi yaşarken dinlerdim yaniiii şarkısını)
ne izlerdik?
Alf
İvi( ya adınını hatırlamıyorum tam hani işaret parmaklarını birbirine değdirerek zamanı durdururdu bi kız)
He-man
She-ra
Şirinler
Full House( Bizim Ev)
Manuella
Yalan Rüzgarı
Süper Baba
Bizimkiler
ne oynardık?
Çelik- Çomak
Dokuz taş
Mario
Tetris
günlük yaşam
misafirliğe gidildiğinde tv nin üstünde bir şiringa bir kavanoız da pul
biber dururdu , çocuklara göz dağı amacıyla. ne piskopat annelerimiz varmış o
zamna:)) annemin ağzıma kaşıkla pul biber yedirdiğini de bilirim. halbuki çok da
uslu bir çocuktum:))
misafir gelmeden önce annem sobanın üstüne kolonya dökerdi güzel koksun diye.
bütün giysilerimiz örgüden olurdu o zamanlar.
misafir gelmeden önce annem sobanın üstüne kolonya dökerdi güzel koksun diye.
bütün giysilerimiz örgüden olurdu o zamanlar.
bi ara gazetelerden biri saç boncuğu vermişti hediye olarak. sabahın köründe kalkıp gazeteciye koşardım. ne modaydı o boncuklar o zaman.
Tokatın bir köyünde yaşarken evin tek odasında yaşardık. diğer odalar o kadar soğuk olurduki sular buz tutardı evin içinde. bi de evde su yoktu epey bir mesefeden taşırdı annem. bazen ben elimde küçük bir kovayla yardım ederdim.
daha neler neler vardır yazılacak ama aklıma geldikçe ilave ederim belki:))
Pul biber:))Ama çok etkili bir yöntemdi kabul et:)Çok güzel yazmışsın canım, o günlere gittim,geldim:)Bu arada ben bizim mahalledeki marketten kaçtır d.günü için bonibon alıyorum,her seferinde dayanamayıp yiyiyoruz.Tekrar gidip başka marketten alacaktım ki,görevli Kent artık Bonibon üretmiyor dedi:(Demek ki ben mahalledeki marketin son elinde kalanlarını almışım:(Bonibonumuz da gitti,ne güzel ağzımıza dayayaraktan yerdik:(Trabzon'daki oevin manzarası kimbilir ne süperdir,doğaya açız yaa,üff:(
YanıtlaSilSağol canım:)) bonibonu artık milka üretiyor demekki, reklamlar da var ya. Kent niye üretmiyormuş acaba?
SilEvet evin manzarası süper. Alabildiğine yeşil... Biz doğayla büyüdük ama çocuklarımız hepten hasret olacak...
Ne güzel yazmışsın moriçe, ben de resimlemiştim 80'leri, ne güzel zamanlardı, özlüyorum çoğu şeyi, linki de veriyim mi sana (http://esen-can.blogspot.com/search/label/80%27ler)
YanıtlaSilSevgiler
teşekkür ederim canım ama linke ulaşamadım bi türlü...
SilÇocukluğuma gittim 90 doğumlu biri olarak. :))
YanıtlaSilo zaman senin için 2000 ler de çok anlamlıdır:)
SilÇok güzel bir yazı olmuş keyifle okudum. geçmişe gittim ne günlerdi :) Dokuztaşı bende çok oynardım tabi tetrisi hatırlamak bile istemiyorum deli gibi oynardım :) çok vakit harcıyorum düşüncesiyle atmıştım hala aklıma geldikçe kızıyorum kendime niye attıysam :) yenisini de almaya cesaret edemiyorum elime yapışıyor sonra :))
YanıtlaSilteşekkür ederim canım:))
Siloo tetrise ailece bağlanmıştık. hatta bi keresinde annem nolur şunu saklayın bi yere bulamıyım diye bize verdi:)) ama ilk çıkan tetrisler güzeldi. basit bir yun vardı. sonradan çok değişikleri çıktı ben onları sevemedim:))
ahh ahhh yaşlandıkkkk...
YanıtlaSil:))yok canım olgunlaştık sadece:))
Sil